900 ₺ ve üzeri siparişlerinizde KARGO BEDAVA
Doğum gerek anne gerekse de baba için oldukça önemli bir dönemdir. Bebeğin dünyaya gelmesi ile birlikte eşler, yaşamlarının her noktasında bir değişiklik yaşamaya başlarlar. Peki, doğum sonrası cinsel isteksizlik neden olur? Normal midir?
Gebelik, doğum ve doğumdan sonraki süreç annede fiziksel, hormonsal, psikolojik ve fizyolojik farklılıklara yol açarken, babada da mühim psikolojik farklılıklara sebep olmaktadır. Bu süreçte, çiftler olup biten her şeyin doğallığının ayırdına varırsa, cinsel hayatın ne zaman normale döneceğini tayin edebilir ve meydana gelebilecek problemlerden de rahatlıkla uzak durabilir. Doğumun ardından baş gösteren cinsel isteksizlik hâli çok normaldir.
Normal doğum esnasında vajina bölgesindeki yırtılma ya da doğum kesiği (epizyotomi) ve sezaryen ile doğum neticesi oluşan kesi bölgesinin iyileşme süresinin uzaması ve hassasiyeti doğumdan sonra ağrılı cinsel birlikteliğe sebep olur. Problemsiz normal vajinal doğum yapan annelerde bu probleme daha az rastlanır.
Doğum akabinde vücudun kendini toparlaması zaman alır. Gebelikte oluşan fizyolojik ve anatomik farklılıkların normale döndüğü, cerrahi kesiklerin ve vajinal sarsıntının düzeldiği 6 hafta süren bu döneme “lohusalık dönemi” adı verilir. Bu dönemin ilk 3 haftasında cinsel beraberlik tıbben mahzurlu görülür. Cinsel birlikteliğe ancak 6. Haftanın ardından başlanabilir.
Doğumdan sonra süt üretimini sağlamakta olan Prolaktin hormonu, overlerden salgılanan androjen ve östrojen hormonlarının bilince çıkmasını önler. Azalan bu hormonlar neticesi libido (cinsel istek) eskisinden az bir duruma gelir.
Östrojen hormonunun hafiflemesine bağlı şekilde vajina mukozası ince bir yapı kazanır, vajinal ıslanmada azalış görülür ki bu da haliyle vajina kuruluğuna sebep olur, cinsel birliktelik sancılı (disparoni) ve ağrılı yaşanır.
Ağrılı cinsel birliktelik yaşanmasından korku duyma sonucu da vajina kaslarının bütünüyle kasılması halinde vajinismus görülebilir. Cinsel beraberlik esnasında memelerden süt gelmesi, her iki taraf için ayrı bir tecrübe olup libido noksanlığına yol açabilir.
Ayrıca hormonların da katkısı ile yoğunlaşan annelik psikolojisi cinselliğe olan ilgiyi de azaltmaktadır.
• Annelik kimliği ön plana çıkar ve diğer kimlikleri ve ilişkileri mühimsemez duruma gelebilir.
• Annelik duygusu ve emzirmeden doğan psikolojik ve fiziksel etkiler, kadının cinsel gereksinimlerin noksanlığını hissetmemesine neden olabilir. Bu da kadının, eşine olan ilgisinin azalmasına neden olabilir.
• Kadının artan mesuliyeti ve kimi zaman hissettiği kusursuzluk takıntısı, annede güven kaybı ve yetersiz kalma duygusuna neden olur.
• Vaktinin çoğunu bebeği ile geçiren annenin, bebeğin gereksinimleri haricinde başka şeylere olan alakası azalır.
• Uykusuzluk çekmesi ve kendisine zaman ayıramaması, fiziksel ve zihinsel olarak kendisini yorgun ve bakımsız hissetmesine neden olur.
Hamilelik ve doğum sonrası fiziksel görünüşteki farklılık, vücut şeklinden duyulan hoşnutsuzluk, kadının kendisini çekici bulmaması gibi durumlar kadında bir güven kaybına sebep olabilir.
Doğumla beraber annede görülen bu değişiklikler erkek üstünde de etkilerini gösterir. Bebeğin gereksinimlerini karşılamakta eşlerin her ikisini de bekleyen yeni vazifeler, yorgunluğa ve boş vakit kalmamasına sebep olabilir. Uykusuz geceler ve bebeğin bakımı sebebiyle çiftlerin ilgisi bebek üstünde ağırlık kazanır.
Çiftler birbirlerinden yeterince ilgi göremeyince karşılıklı cinsel isteksizlik baş gösterir. Erkekte de artan mesuliyet ile baba olma kimliği bir adım öne çıkar. Yorgunluk ve uykusuzluk erkek için de kaçınılmaz bir hal alır. Eşinin eskisi kadar bakımlı görünmeyen ve daha endişeli olan hali, kendisine duyduğu cinsel isteğinin azalması erkekte de cinsel isteksizlik probleminin doğmasına yol açabilir.
Kadının annelik hususunda yoğun ve mükemmeliyetçi endişesi ilişkilerde anneyi merkezi bir konuma koyar. Zira anne bu psikolojik durumda kalırsa bu durumun yaratacağı stres evvela babaya aksedecek, babanın bebekle alakadar olması anne tarafından beceriksizlik ve yetersizlik olarak nitelendirilebilir.
Bu durumda baba kendisini anne-bebek ikilisinin dışında tutup soyutlayacaktır. Bu yaklaşım da, anne tarafından babanın ilgisizlikle suçlanmasına ve neticede anne-baba arasındaki ilişkinin soğumasına sebep olacaktır. Bu durum da erkekte sertleşme ve erken boşalma problemlerinin zuhur etmesi hususunda temel oluşturacaktır.
© 2024 Ekol Eczane İtriyat Ürünleri. Tüm hakları saklıdır.
